Malezya'nin balta girmemis ormanlarinda yasayan Senoiler, arastirmacilarin dusuncelerine gore, ruhsal sagliklarini, sahip olduklari ruya kulturune borclular.
Dunyanin her yerinde gorulen ruhsal bozukluklar, Senoi yerlilerinde kesinlikle gorulmemektedirler. Bedensel sagliklari ise, kendileriyle hemen hemen ayni sartlarda yasayan diger kabilelere gore cok daha iyidir. Ornegin sitma hastaligina onlarda hic rastlanmaz. Yuzyillardir hic bir cinayetin islenmedigi, hirsizligin olmadigi bu toplumda insanlar baris, isbirligi, kardeslik, huzur ve mutluluk icinde yasamaktadirlar. Bu insanlarin nevroz ve psikozlara karsi dogal bir bagisiklari vardir.
Bizler biliyoruz ki, sevgi, yardimseverlik ve baris duygusu icinde yasayanlar, ilahi kanunlar geregi en yuksek korunma icindedirler. Bunun ne sekilde saglanacagi idareci planlarin organizasyonudur. Senoilere diger kabileler hic saldirmazlar, buyulu bir guce sahip olduklarini dusunup cekinirler.
Senoilere gore eger ruyanizda tehlikeler icindeyseniz, donun ve onunla yuzlesin. Eger ruyanizda size zevk sunuluyorsa, durmayin kabul edin. Eger biri size bir sey ogretiyorsa, onu dinleyin.
Etnoloji ve psikoloji dallarinda Amerika'nin onde gelen bilim adamlarindan biri olan Dr.Kilton Stewart yillarca Senoilerle birlikte yasamistir. Ona gore bu halk oyle gariptir ki; sanki yabanci bir gezegenden gelmis veya en azindan yabanci bir gezegenden gelen bir haberci tarafindan cok derin bir sekilde etkilenmislerdir. Senoileri diger kulturlerden ayiran ozellik; ruya kulturleridir. Butun dunyaya ornek olusturucak bir pratik ruya psikolojisi gelistirmislerdir.
Senoilerin toplam nufusu 12.000 olarak tahmin ediliyor ve esrarengiz bicimde bu sayi ayni kalmakta devam ediyor. Genis bir alana dagilmis bir vaziyette, daglarin otluklarinda, kucuk gruplar halinde yasiyorlar. Bu otluklari temizliyerek tarla haline getiriyorlar ve bir kac yil sonra topragin verimi kaybolunca baska yere gocuyorlar. Senoiler gunde ortalama 2 saatten fazla calismiyorlar ve her 5 yilda da goc edip yeni yerdeki yasamlarini kuruyorlar.
Senoi kabilesinin gunluk isleri arasinda en onemli olani gorulmus ruyalarin degerlendirilmesidir.
Her cekirdek aile bir tur ruya klinigi olusturur ve klinik her sabah kahvaltida yeniden acilir. Orada herkese gordugu ruya sorulur.
Aralarinda genelde soyle bir sohbet gecer:
"Sen ne gordun bakalim ufaklik?" diye sorar yaslilardan birisi.
"Korkunc bir seydi. Otlarin arasinda gidiyordum, aniden karsimda bir kaplan belirdi."
"Ne heyecanli, sonra ne oldu?" diye sorar yasli.
"Korktum. Mumkun oldugu kadar hizli bir sekilde kactim. Kaplan beni kovaliyordu. Tam beni yakalayacagi sirada sansim varmis ki uyandim..."
Yasli Senoi cevap verir:
"Himm. Fena degil. Fakat daha iyi olabilirdi. Bildigin gibi ruya kaplani gercek bir kaplan degildir. Sana hic bir sey yapamaz. Eger onunla tekrar karsilasacak olursan, bu soylediklerimi dusun. O zaman kipirdamadan dur. Korkuya kapilma, onun uzerine dogru yuru. Ve hala korkun gecmemisse bizi cagir. Biz onu hep birlikte kovariz. Korkuyu yenersen kaplani da yenersin. O zaman bir daha ruyalarina girmez. En azindan bir dusman olarak girmez.
Bu Senoi ruya tekniginin ana kuralidir: Bir dusman karsisinda, bir korku karsisinda hic bir zaman geri cekilmemek. Daima karsi koymak. Dusman karsi konulmaz ise yardim cagirmak ve yardim gelene kadar dayanmak. Ruya dusmanini oldurursen o senin arkadasin ve yardimcin olarak tekrar dirilir.
Simdi de Senoilerin kabus turunden bir ruyayi nasil yorumladiklarina bir bakalim:
Bir cocuk, bizlere pek yabanci olmayan 'bosluga kayma veye dusme ruyasi' gordugunu soyledigi zaman ona soyle denir:
"Mukemmel, bu gorulebilecek en guzel ruyalardan biridir!"
Fakat cocuk itiraz eder:
"Bu mukemmel degildi, dehset vericiydi. Dustum, dustum ve sonra yere carpinca uyandim."
Cocuga tekrar bir dusus ruyasi gordugu takdirde ne yapmasi gerektigi anlatilir.
"Bu tur ruyalar fevkalade imkanlar saglarlar. Bir kere orada derinligin iyi ruhlari vardir. Onlar asagida seni beklerler ve yere yumusak bir sekilde inmeni saglarlar. Onlar seni tanimak, sana imparatorluklarini gostermek ve sana hediyeler vermek isterler. Fakat sen bambaska bir sey de yapabilirsin. Bu dususten, suzulme ucusuna gecebilirsin, sanki ucan bir sincap veya ucan bir kurbaga gibi; yapacagin tek sey cok uzaklara dogru suzulmektir, nereye istersen."
Bu ise, bir Senoi cocuguna asilanan ikinci ana dusunce oluyor: Bir ruyanin negatif yanini pozitife cevirmek ve zevkli hale getirmek..
Senoi ruya manipulasyonunun ucuncu ana kuralina geldik. Bunun amaci, ruya gorenin yaraticiligini gelistirmek ve ayni zamanda topluluk ile olan baglarini kuvvetlendirmektir. Kisiden, ruyalari araciligiyla sadece hatiralar degil, baskalariyla paylasabilecegi hediyeler istenir. Geceden gunduze getirilebilecek ve arkadaslarla paylasilabilecek bir hediye ne olabilir? Bu bir siir veya sarki, bir dans, bir dizayn, bir resim, bir fikir ya da bir problemin cozumu olabilir.
Senoi yasantisi ilkeldir. Onlar icin hersey bir ruha sahiptir. Bir Senoi icin, ruyasinda bir varlikla karsilastiginda bunun gercek bir ruh varligi mi yoksa kendi tahayyul gucunun yarattigi bir sekil oldugunun hic bir onemi yoktur. Onemli olan, onun bu karsilasmada ne yapacagidir.
Ruya goren ile ruya varligi arasinda yakin bir baglanti olusursa, o zaman ruya goren kisi, onun 'rehber'i olmasini ister. Her Senoi'nin rehberi /leri vardir. Fakat bu ruya rehberleri, ruya gorene gore ustun sayilmazlar, aksine onlarin cocuklari olarak nitelendirilir.
Toplanti odasinda ruya gorusmelerinde ruya hediyeleri sunulur, gorusler belirtilir ve elestiriler yapilir. Calisma gruplari olustururlar. Bunlar herhangi bir ruya objesini ele alirlar ve gun boyu bunu gerceklestirmek icin calisirlar.
Tekrar bir ruya kuralina donelim:
Bir ruya dusmani karsisinda hic bir zaman geri cekilmek, aksine onunla savasmak ve eger gerekli ise onu oldurmek. Cocuklarin bu duygu ile yetistirilmeleri sakincali dgil midir? Bu onlarin gunduzleri de saldirgan bir tutum icine girmelerine neden olmaz mi?
Senoiler bilir ki, dusmanca veya tehdit edici bir ruya figuru, ornegin, kotu niyetli kaplan, genellikle ruya gorenin kendi korkusu ve kendi saldirganligindan kaynaklanan bir yaratiktir. Bu nedenle, ruya dusmanini yenmek demek, kendini yenmek ve ic dunyasinda korku ve saldirganlik dugumlerini cozmek demektir.
Normal sartlarda batili insanin ruya hayati degismezken, bir Senoi bunu gelistirir. Ve bu ogretim, cok sistematik bir sekilde devam eder. Ilk olarak cocuk nesneler ve hayvanlar uzerinde kontrol kazanmayi ogrenir, sonra, bunlarla ayni seviyede oldugunu hissettigi sekiller ve en son olarak da otoriter sahislar ve Tanrilar gelir. Bu, baska sifa ogretilerinde ve C.C.Jung'un analitik psikolojisinde gelismenin hedefi olan kisilik'te amaclandigi gibi, ruhsal guclerin uyum surecidir.
Yaptiklari arastirmalar sonucunda Senoi halkini tanimis olan arastirmacilar, litereturde, Senoiden daha barissever ve demokratik bir baska halkin taninmadigi gorusunde hemfikirdirler.
Dunyanin her yerinde gorulen ruhsal bozukluklar, Senoi yerlilerinde kesinlikle gorulmemektedirler. Bedensel sagliklari ise, kendileriyle hemen hemen ayni sartlarda yasayan diger kabilelere gore cok daha iyidir. Ornegin sitma hastaligina onlarda hic rastlanmaz. Yuzyillardir hic bir cinayetin islenmedigi, hirsizligin olmadigi bu toplumda insanlar baris, isbirligi, kardeslik, huzur ve mutluluk icinde yasamaktadirlar. Bu insanlarin nevroz ve psikozlara karsi dogal bir bagisiklari vardir.
Bizler biliyoruz ki, sevgi, yardimseverlik ve baris duygusu icinde yasayanlar, ilahi kanunlar geregi en yuksek korunma icindedirler. Bunun ne sekilde saglanacagi idareci planlarin organizasyonudur. Senoilere diger kabileler hic saldirmazlar, buyulu bir guce sahip olduklarini dusunup cekinirler.
Senoilere gore eger ruyanizda tehlikeler icindeyseniz, donun ve onunla yuzlesin. Eger ruyanizda size zevk sunuluyorsa, durmayin kabul edin. Eger biri size bir sey ogretiyorsa, onu dinleyin.
Etnoloji ve psikoloji dallarinda Amerika'nin onde gelen bilim adamlarindan biri olan Dr.Kilton Stewart yillarca Senoilerle birlikte yasamistir. Ona gore bu halk oyle gariptir ki; sanki yabanci bir gezegenden gelmis veya en azindan yabanci bir gezegenden gelen bir haberci tarafindan cok derin bir sekilde etkilenmislerdir. Senoileri diger kulturlerden ayiran ozellik; ruya kulturleridir. Butun dunyaya ornek olusturucak bir pratik ruya psikolojisi gelistirmislerdir.
Senoilerin toplam nufusu 12.000 olarak tahmin ediliyor ve esrarengiz bicimde bu sayi ayni kalmakta devam ediyor. Genis bir alana dagilmis bir vaziyette, daglarin otluklarinda, kucuk gruplar halinde yasiyorlar. Bu otluklari temizliyerek tarla haline getiriyorlar ve bir kac yil sonra topragin verimi kaybolunca baska yere gocuyorlar. Senoiler gunde ortalama 2 saatten fazla calismiyorlar ve her 5 yilda da goc edip yeni yerdeki yasamlarini kuruyorlar.
Senoi kabilesinin gunluk isleri arasinda en onemli olani gorulmus ruyalarin degerlendirilmesidir.
Her cekirdek aile bir tur ruya klinigi olusturur ve klinik her sabah kahvaltida yeniden acilir. Orada herkese gordugu ruya sorulur.
Aralarinda genelde soyle bir sohbet gecer:
"Sen ne gordun bakalim ufaklik?" diye sorar yaslilardan birisi.
"Korkunc bir seydi. Otlarin arasinda gidiyordum, aniden karsimda bir kaplan belirdi."
"Ne heyecanli, sonra ne oldu?" diye sorar yasli.
"Korktum. Mumkun oldugu kadar hizli bir sekilde kactim. Kaplan beni kovaliyordu. Tam beni yakalayacagi sirada sansim varmis ki uyandim..."
Yasli Senoi cevap verir:
"Himm. Fena degil. Fakat daha iyi olabilirdi. Bildigin gibi ruya kaplani gercek bir kaplan degildir. Sana hic bir sey yapamaz. Eger onunla tekrar karsilasacak olursan, bu soylediklerimi dusun. O zaman kipirdamadan dur. Korkuya kapilma, onun uzerine dogru yuru. Ve hala korkun gecmemisse bizi cagir. Biz onu hep birlikte kovariz. Korkuyu yenersen kaplani da yenersin. O zaman bir daha ruyalarina girmez. En azindan bir dusman olarak girmez.
Bu Senoi ruya tekniginin ana kuralidir: Bir dusman karsisinda, bir korku karsisinda hic bir zaman geri cekilmemek. Daima karsi koymak. Dusman karsi konulmaz ise yardim cagirmak ve yardim gelene kadar dayanmak. Ruya dusmanini oldurursen o senin arkadasin ve yardimcin olarak tekrar dirilir.
Simdi de Senoilerin kabus turunden bir ruyayi nasil yorumladiklarina bir bakalim:
Bir cocuk, bizlere pek yabanci olmayan 'bosluga kayma veye dusme ruyasi' gordugunu soyledigi zaman ona soyle denir:
"Mukemmel, bu gorulebilecek en guzel ruyalardan biridir!"
Fakat cocuk itiraz eder:
"Bu mukemmel degildi, dehset vericiydi. Dustum, dustum ve sonra yere carpinca uyandim."
Cocuga tekrar bir dusus ruyasi gordugu takdirde ne yapmasi gerektigi anlatilir.
"Bu tur ruyalar fevkalade imkanlar saglarlar. Bir kere orada derinligin iyi ruhlari vardir. Onlar asagida seni beklerler ve yere yumusak bir sekilde inmeni saglarlar. Onlar seni tanimak, sana imparatorluklarini gostermek ve sana hediyeler vermek isterler. Fakat sen bambaska bir sey de yapabilirsin. Bu dususten, suzulme ucusuna gecebilirsin, sanki ucan bir sincap veya ucan bir kurbaga gibi; yapacagin tek sey cok uzaklara dogru suzulmektir, nereye istersen."
Bu ise, bir Senoi cocuguna asilanan ikinci ana dusunce oluyor: Bir ruyanin negatif yanini pozitife cevirmek ve zevkli hale getirmek..
Senoi ruya manipulasyonunun ucuncu ana kuralina geldik. Bunun amaci, ruya gorenin yaraticiligini gelistirmek ve ayni zamanda topluluk ile olan baglarini kuvvetlendirmektir. Kisiden, ruyalari araciligiyla sadece hatiralar degil, baskalariyla paylasabilecegi hediyeler istenir. Geceden gunduze getirilebilecek ve arkadaslarla paylasilabilecek bir hediye ne olabilir? Bu bir siir veya sarki, bir dans, bir dizayn, bir resim, bir fikir ya da bir problemin cozumu olabilir.
Senoi yasantisi ilkeldir. Onlar icin hersey bir ruha sahiptir. Bir Senoi icin, ruyasinda bir varlikla karsilastiginda bunun gercek bir ruh varligi mi yoksa kendi tahayyul gucunun yarattigi bir sekil oldugunun hic bir onemi yoktur. Onemli olan, onun bu karsilasmada ne yapacagidir.
Ruya goren ile ruya varligi arasinda yakin bir baglanti olusursa, o zaman ruya goren kisi, onun 'rehber'i olmasini ister. Her Senoi'nin rehberi /leri vardir. Fakat bu ruya rehberleri, ruya gorene gore ustun sayilmazlar, aksine onlarin cocuklari olarak nitelendirilir.
Toplanti odasinda ruya gorusmelerinde ruya hediyeleri sunulur, gorusler belirtilir ve elestiriler yapilir. Calisma gruplari olustururlar. Bunlar herhangi bir ruya objesini ele alirlar ve gun boyu bunu gerceklestirmek icin calisirlar.
Tekrar bir ruya kuralina donelim:
Bir ruya dusmani karsisinda hic bir zaman geri cekilmek, aksine onunla savasmak ve eger gerekli ise onu oldurmek. Cocuklarin bu duygu ile yetistirilmeleri sakincali dgil midir? Bu onlarin gunduzleri de saldirgan bir tutum icine girmelerine neden olmaz mi?
Senoiler bilir ki, dusmanca veya tehdit edici bir ruya figuru, ornegin, kotu niyetli kaplan, genellikle ruya gorenin kendi korkusu ve kendi saldirganligindan kaynaklanan bir yaratiktir. Bu nedenle, ruya dusmanini yenmek demek, kendini yenmek ve ic dunyasinda korku ve saldirganlik dugumlerini cozmek demektir.
Normal sartlarda batili insanin ruya hayati degismezken, bir Senoi bunu gelistirir. Ve bu ogretim, cok sistematik bir sekilde devam eder. Ilk olarak cocuk nesneler ve hayvanlar uzerinde kontrol kazanmayi ogrenir, sonra, bunlarla ayni seviyede oldugunu hissettigi sekiller ve en son olarak da otoriter sahislar ve Tanrilar gelir. Bu, baska sifa ogretilerinde ve C.C.Jung'un analitik psikolojisinde gelismenin hedefi olan kisilik'te amaclandigi gibi, ruhsal guclerin uyum surecidir.
Yaptiklari arastirmalar sonucunda Senoi halkini tanimis olan arastirmacilar, litereturde, Senoiden daha barissever ve demokratik bir baska halkin taninmadigi gorusunde hemfikirdirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder