Teleportasyonun anlamı,uzağa taşınım demektir.İslam literatüründe "Bast-ı Zaman" olarak ifade edilen olaydır.Ancak bu,metapsişik literatürde "Teleportasyon" olarak ifade ediliyor.Buna göre Teleportasyon,ruhsal enerjiyle maddeye hakimiyet sağlayabilmiş kişilerin,bedenlerini ve eşyayı parçacıklarına ayırarak (atomize ederek),arzu ettikleri yere transfer edip tekrar oluşturmalarına teleportasyon denir.
Başka bir görüşe göre de teleportasyon,zaman ve mekan bakımından üçüncü boyutun dışına çıkarak,başka bir boyutta yolculuk etmek yada eşyayı eşyayı oradan nakletmek demektir.Işınlanma tekniğini aşan bir özellik taşıması nedeniyle teleportasyon,her yüzyılda görülebilmiş ve kerametin kanıtlarından biri olma durumunu hiç yitirmemiştir.(Arıkdal,Metapsişik Terimler Sözlüğü)
Bu durumda Allah'ın kendisine sınırlı olarak gaybı bildirdiği insanlar yani peygamberler,veliler ve hatta medyumlar,kahinler de bu özelliği kazanarak,geleceğe dönük birtakım haberlere ulaşıp onlar hakkında önceden bilgi verebilir ve kehanette bulunabilir.Bu da mutlak gaybın dışında olan gaybla ilgilidir.Hatta bunlar,herkesin bilmediği konular olsa bile,gayb olma özelliği kalmamış,gayb aleminden şahadet alemine geçmiş konular olduğu da yine İslam alimleri tarafından altı çizilen hususlardır.
Nitekim pek çok veli,bu özelliği kazanmış insanlar olarak,bir anda bir kaç yerde görünmüş ve kendilerini birkaç yerde yapılan toplantılarda,ilim ve zikir meclislerinde,hatta cephede savaş sırasında mevzilerde ve askerlerin arasında göstermişler,oralara ışınlanıp moral vermişlerdir.Yine Şeyh Hamid-i Veli,yani Somuncu Baba için aynı şey anlatılmaktadır ki,Bursa'da Ulu Cami yapıldıktan sonra,kendisinden hem hutbe okuyup Cuma namazını kıldırması,hemd e caminin açılışını yapması istenmiş ve o da kabul etmiştir.Hutbede Fatiha sûresinin yedi çeşit tefsirini yapar ve cumayı da kıldırıp çıkar,sırra kadem basar.Ancak,halk onun Cuma çıkışı elini öpmek ister ve herkes de bu arzusuna kavuşur.Dışarıda birbirleri ile konuşan cemaatin hepsi elini öptüğünü söyler ve bir şaşkınlık başlar.Yani insanların bir gurubu caminin bir kapısından ve diğer bir gurubu da öbür kapısından çıkmıştır.Herkes nasıl şeyhin elini öpmüş olabilir..?
Ulu Cami'nin üç kapısı var ve cami oldukça büyük olduğu için de birbirinden uzaktır.Bİrbirinden çıkıp öbürüne gitmek için hayli zaman gerekir.Bu sebeple şeyhin bir kapıda elini öpmek isteyenlere elini öptürüp diğer kapıda bekleyenlere gitmesi söz konusu değildir.
Bu durumda önce bast-ı zaman yani zamanı ortadan kaldırmak,sonra da tayy-ı mekanı ortadan kaldırmak gerekiyordu.Bu da Allah'ın izni ve inâyeti ile gerçekleşmişti.O üç kaıda da aynı anda bulunmuş ve teleportasyonu,yani bast-ı zaman olayını kullanmıştır.Yani,kerameti ile zamanı genişletip,kendini üç kapıya birden ışınlamıştır.
Bunun gibi pek çok olay anlatılmaktadır.Özellikle Çanakkale savaşı sırasında bu tür olayların yaşandığı bilinmektedir.Bunlardan bir kısmını da yabancı tarihçiler kaydetmektedir ve "Bizler,Çanakkale'de sadece Türklerle değil,gökten inen yeşil cübbeli ve beyaz sarıklı kimselerle de savaştık..." demektedirler.Hatta ne kadar güvenilir olduğunu bilemediğimiz başka bir yoruma göre de bu tür gezginler,yani zaman gezginleri vardır ve bunlar da Hızır(a.s.) gibi kimselerdir. Bunlar da her zaman istedikleri yerde bulunabilirler.Mucize olmasının yanı sıra Peygamberimizin Mirac'ını da bu yolla izah etmenin daha kolay olduğu da söylenebilir.
Başka bir görüşe göre de teleportasyon,zaman ve mekan bakımından üçüncü boyutun dışına çıkarak,başka bir boyutta yolculuk etmek yada eşyayı eşyayı oradan nakletmek demektir.Işınlanma tekniğini aşan bir özellik taşıması nedeniyle teleportasyon,her yüzyılda görülebilmiş ve kerametin kanıtlarından biri olma durumunu hiç yitirmemiştir.(Arıkdal,Metapsişik Terimler Sözlüğü)
Bu durumda Allah'ın kendisine sınırlı olarak gaybı bildirdiği insanlar yani peygamberler,veliler ve hatta medyumlar,kahinler de bu özelliği kazanarak,geleceğe dönük birtakım haberlere ulaşıp onlar hakkında önceden bilgi verebilir ve kehanette bulunabilir.Bu da mutlak gaybın dışında olan gaybla ilgilidir.Hatta bunlar,herkesin bilmediği konular olsa bile,gayb olma özelliği kalmamış,gayb aleminden şahadet alemine geçmiş konular olduğu da yine İslam alimleri tarafından altı çizilen hususlardır.
Nitekim pek çok veli,bu özelliği kazanmış insanlar olarak,bir anda bir kaç yerde görünmüş ve kendilerini birkaç yerde yapılan toplantılarda,ilim ve zikir meclislerinde,hatta cephede savaş sırasında mevzilerde ve askerlerin arasında göstermişler,oralara ışınlanıp moral vermişlerdir.Yine Şeyh Hamid-i Veli,yani Somuncu Baba için aynı şey anlatılmaktadır ki,Bursa'da Ulu Cami yapıldıktan sonra,kendisinden hem hutbe okuyup Cuma namazını kıldırması,hemd e caminin açılışını yapması istenmiş ve o da kabul etmiştir.Hutbede Fatiha sûresinin yedi çeşit tefsirini yapar ve cumayı da kıldırıp çıkar,sırra kadem basar.Ancak,halk onun Cuma çıkışı elini öpmek ister ve herkes de bu arzusuna kavuşur.Dışarıda birbirleri ile konuşan cemaatin hepsi elini öptüğünü söyler ve bir şaşkınlık başlar.Yani insanların bir gurubu caminin bir kapısından ve diğer bir gurubu da öbür kapısından çıkmıştır.Herkes nasıl şeyhin elini öpmüş olabilir..?
Ulu Cami'nin üç kapısı var ve cami oldukça büyük olduğu için de birbirinden uzaktır.Bİrbirinden çıkıp öbürüne gitmek için hayli zaman gerekir.Bu sebeple şeyhin bir kapıda elini öpmek isteyenlere elini öptürüp diğer kapıda bekleyenlere gitmesi söz konusu değildir.
Bu durumda önce bast-ı zaman yani zamanı ortadan kaldırmak,sonra da tayy-ı mekanı ortadan kaldırmak gerekiyordu.Bu da Allah'ın izni ve inâyeti ile gerçekleşmişti.O üç kaıda da aynı anda bulunmuş ve teleportasyonu,yani bast-ı zaman olayını kullanmıştır.Yani,kerameti ile zamanı genişletip,kendini üç kapıya birden ışınlamıştır.
Bunun gibi pek çok olay anlatılmaktadır.Özellikle Çanakkale savaşı sırasında bu tür olayların yaşandığı bilinmektedir.Bunlardan bir kısmını da yabancı tarihçiler kaydetmektedir ve "Bizler,Çanakkale'de sadece Türklerle değil,gökten inen yeşil cübbeli ve beyaz sarıklı kimselerle de savaştık..." demektedirler.Hatta ne kadar güvenilir olduğunu bilemediğimiz başka bir yoruma göre de bu tür gezginler,yani zaman gezginleri vardır ve bunlar da Hızır(a.s.) gibi kimselerdir. Bunlar da her zaman istedikleri yerde bulunabilirler.Mucize olmasının yanı sıra Peygamberimizin Mirac'ını da bu yolla izah etmenin daha kolay olduğu da söylenebilir.
Mucize,Allah'ın güç ve kuvveti ile olduğu için bizler,ona sadece iman ederiz ve "Allah yaptı oldu" deriz.
Kaynak: Doğu ve Batı Kaynaklarına Göre Kehanet
Kaynak: Doğu ve Batı Kaynaklarına Göre Kehanet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder