Hinduizm ve Budist inançlar hızla batıya yayılırken, binlerce yıllık bir biyolojik ama aynı zamanda da ruhsal bir aşk öğretisini de yanında getirdiler. Tantra veya Tantrik Yoga hem bedensel bir eğitim, hem de kutsal seks ritüelidir. Tantra´nın temelinde, evrensel seks ve orgazmik bütünleşme vardır. Amaç ve yöntemler çok çeşitli olmakla beraber, amaç tektir; kozmik birliktelik ve sınırsız orgazm...
Tantra, beraber olmak, bütünleşmek anlamındadır. Bir sistemi çağrıştırır ve bu sistem Hindu bir yoga sistemidir, aynı zamanda da erkeksi ve kadınsı prensiplerin bütünleştirilmesi anlamındadır. Pratik olarak, seksüel eylemin ya da yaşamın yavaşlatılmış hali veya orgazmik amacı olmadan yerine bir tür mistik deneyimin getirildiği yöntem olarak düşünülebilir. Hinduist Tantra´nın kökenlerinde Tibet Budizm´i bulunabilir ama versiyon değişiktir. Tantra, sözcük anlamda mistik seksüel birlik veya mastürbasyon ya da ruhsal vecd deneyimi anla.ına gelir. Batıdaki uygulamalar, 19. Yüzyıl´da başlar ve bilindiği kadarıyla raslantısal ve de bireysel girişimlerin sonucudur. Alice Bunker Stockham´ın Hindistan´da Tantra´yı araştırması, başlangıç olarak düşünülebilir. Her Tantracı, kendince bir tanımlama getirmiştir; "Erkeksi Ilımlılık", "En İyi Yol", "Karezza", "Antik Gizem", "Zug..ent´ın Keşfi" veya "İhtişam" gibi... Dinsel içeriğe rağmen modern dünyanın çeşitli ülkelerinde seksüel bir olay olarak tanımlanmasının nedeni sosyo-kültüreldir, temelde insan bedeniyle ilgili bazı nörolojik ilişkiler bulunabilir, amaç veya sonuç seksüel eşin kişiliğinin fiziksel ve ruhsal olarak çözümlenmesi veya tam olarak tanımlanmasıdır.
Tantrik bir örnek
Bu yaklaşım veya kabulün etkisiyle Tantra´yı Hinduizm´in dışında uygulayanlar ortaya çıkmış yani mistik içeriği dışlanmıştır. Tantra ile ilgilenen batılılar, orgazm kavra.ına yönelmişler ve amaç olarak orgazmı bastırmayı, engellemeyi ya da olabildiğince geciktirmeyi seçmişlerdir. Temeldeki anatomik ve mistik olmayan tantra teknikleri öncelikle merak edilmekte ve öğrenilmektedir. Örneğin bir kadın ilk kez 48 yaşında Tantra´yı duyar ve birşeyler okur, ilgilenmiştir ama bir eşe ihtiyacı vardır. Bu arayışın içinde mistisizm olmadığı için, olay kısa zamanda seksüel bir ilişkiye dönüşür, farklılık sadece estetiğin öncelik taşıması ve ille de hemen orgazm peşinde koşulmamasıdır. Bir tantracı anlatıyor; "1977´de bir kadın arkadaşım tantrayı denemek istedi, aramızda duygusal bir geçmiş yoktu sadece arkadaşça bir sempati vardı, ne yapabileceğimizi uzun uzun tartıştık sonra olayı görünüşte temelinde çok önemli olmayan biyolojik bir eylemin yer aldığı ruhsal bir deney olarak kabul ettik. Ama sıradan bir eylem değildi, kabulün içten olması gerekliydi, o zaman yararlı ve geçerli olacaktı. Öte yandan, işin bir de aksi yönü vardı; tantrik deney başka yani bu konuyla ilgisi olmayan bir eşle yapılamıyordu, bu da kısıtlanma anlamındaydı. Yaşadığımız deney olağanüstüydü ve yeterince uyum sağlayabildiğimiz için yaşamımızı değiştirdi. Bu arada, aramızdaki uyum sayesinde yepyeni şeyler keşfettik, bunlar yazılı şeyler değildiler. Okuduğumuz kitaplarda anlatılanlar ise, temel biyolojik ve ruhsal gerçeklerin sosyo kültürel cilalanmış halleriydiler."
Beyindeki dört merkez
Çarpıtılmış gerçek neydi? Araştırmacı John C. Lilly, 1950´lerde maymunlarla deneyler yapmış (Daha sonra yunusların beyinlerini inceledi), "The Center of the Cyclone" adlı kitabında beyindeki dört merkezden sez ediyor ve bunları bir sıraya diziyordu. Erkek maymunlar seksüel tepkilerini kontrol edebiliyor, ereksiyonu ve boşalmayı geciktirebiliyorlardı. Dişilerde kontrol yetisi daha da belirgindi ve iki türde de mekanizma aynıydı. Lilly´nin bulduğu beyindeki ilk sinirsel merkez uyanmayı yani ereksiyonu, ikinci merkez kasların genişleyip daralmasını yani boşalma ya da fışkırmayı, üçüncü merkez orgazmın kendisini yani doruğa ulaşma duygusunu kontrol etmekte. Dördüncü merkez ise "Ana Kontrol" yani uyarıcı merkezdi, diğer üçünü kontrol ediyor, sırasıyla da ereksiyon, boşalma ve orgazmı bilinen sırada uyarıyor. Beyindeki dört merkezin keşfi bilinç aracılığı ve öğrenme kontroluyla giriş merkezinin yani Ana Kontrol´a ulaşılarak merkezlerden birisinin ayrıca kontrol edilebileceğini yani sıralı aşamalardan ayrılabileceğini gösterdi. Böylece, ereksiyon yani kan dolaşım sistemi, boşaltım yani kas sistemi veya orgazm yani sinirsel sistem birbirlerinden bağımsız olabiliyorlardı. Ana Kontrol´un yani Dördüncü Merkez´in bütünlüğü sağlama yani geleneksel sırayı sağlama işlevinin belli bir zamanda durdurulması kendiliğinden de olmaktadır (yani bunun için daima bilinçli irade gerekli değildir) örneğin ereksiyon gerçekleşebilir ama orgazma ulaşılmaz veya istenmeden boşalım gerçekleşebilir ya da tatmin olunamayan bir orgazma ulaşılır yani zevkin algı düzeyi düşüktür. Tantra bu merkezlerin veya dört olayın nasıl kontrol edilebileceğini öğretir, orgazm deneyimi yalancı veya yetersiz olmadan normal biyolojik düzenin ötesinde uzatılabilir, bu bir zorlama veya aldanma değildir, öyle sanılsa bile yetersiz 25 orgazmın toplamından fazladır. Böylece tantra pratiğinin bir anlamda biyofeedback bir alıştırma olduğu anlaşılır. Dikkat edildiğinde farklı bir şeyin çalıştığı anlaşılır çünkü iradi kas kontrolu güncel yaşamımızda normal olarak varolan birşey değildir. Acaba konunun ruhsallık tarafı nereden gelmektedir? Bildiğimiz kadarıyla söz konusu olan şey, bizlerin nörolojik iletişim yanımızdır. İnsanoğlu doğal olarak metafizik dünyanın deneyimlerine göre donatılmıştır. Çağlar boyunca ruhsal alanı anlamak için kullanılan eski tekniklerde, daima tekrarlamalar (dualar, ilahiler, şarkılar, danslar) vardır, bu şekilde bireysel düşünce kozmik güçlerle meşguldur veya konsantredir. Ama bu yol ruhsal mutluluğu elde etmenin tek yolu değildir, aynı şeyi dinsel otoriteler de iddia ederler. Yine de birçok insan için tantrik yol yeterlidir.
Tantra´da önemli olan şey eşinizle yapacağınız seksüel barıştır. Öğretinin temelinde seksin bir savaş olmadığı, kesin bir anlaşma olduğu bilgisi vardır. Dinsel içeriği olmayan Tantra´da orgazmik ödül yoktur, yerine orgazmdan tümüyle sakınmak vardır. Bir erkeğin kundalini enerjisinin yumurtalıklarından fırlayarak beynine ulaştığına ve yine içeriye emilerek ziyan edilmemesi gerektiğine inanılır. Bir ayda kaç kez orgazm olunması, kadında veya erkekte kişiliğe bağlıdır, bu enerjinin kullanılması veya dışarı atılmaması tantrik bir tercihtir. Burada bazı tantracılar çok uzun zaman aralarındaki dev orgazmlara yönlenirler. Şunu bilin ki bu teknikler mistik ya da değil muhteşem bir seks için reçete değildirler. Bunlar ruhsal algının artması ve duyuların keskinleşmesini sağlarlar ve bunu muhakkak yaşarsınız. Söz konusu ruhsal algıların şekillenmesi ve gelişmeleri çeşitli doğu dinlerin ve majikal örgütlerin temelinde yer alır. Geleneksel Tantra pratikleri, beş kutsal yiyeceğin yenmesi, kundalini enerjisinin şakralara ulaşması, mavi ışığı görebilmek ve ötesinin yanısıra allegorik, dinsel, simyasal veya simgesel objelerin geçerlilikleri ve kullanımları bireysel veya örgütsel tercihlere bağlıdır, gelişmesi ise iradeye ve yeteneğe göredir. Eğer kalp şakrasının sadece kasdan oluşmuş bir pompa olmadığını anlayabilirseniz, kalbinizdeki kundalini enerjisini görebilirsiniz sonra bazen birşey olur ve o zaman kalbinize bir isim yazılır. Eğer tanrı Şiva´nın ve tanrıça Durga´nın güncel yaşa.ınızdan ve kültürel birikiminizden uzak ve karmaşık olduğunu düşünüyorsanız, zamanınızı onların isimlerini öğrenmeye veya heykellerini tanımaya ya da mitlerini öğrenmeye harcamayın. İsimsizlik veya tanımak, lotüs oturuşu yapabilmek veya yapamamak sizin veya eşinizin ilahi bir alana girmeniz için önemli değildir. Sadece hazır olun ve isteyin; Tantra gerekeni yapacaktır.
Bir eş yaratmak
Dinsel olmayan ruhsal seks anlayışı, 19. Yüzyıl´da ABD´de Dr. Alice Bunker Stockham tarafından popülize edildi. Ruhsal duyguların serbest bırakılması ve gelişmesi amaçlanarak, dinsel bağlamda kitlenmelere veya gömülmelere karşı çıkıldı. "Karezza" adlı tekniği uygulayan kişi eşinin gözlerinin içine bakıyor ve sadece tüm evrensel canlılar arasındaki seksüel birliği düşünüyor, uyanışı büyüyor ve çiftleşmenin ötesine geçilerek eşin gözlerinde tüm dünya ve kozmos görülüyor. Bu durumda kendinizi bir tür "manyetik okyanus" içinde bulabilirsiniz, size evrenin bir parçası olduğunuzu hatırlatan birşeyi hissedersiniz, bu bütünleşmeye eşlik eden seksüel deneyim yaşamın kendisidir. Eğer bir eşiniz yoksa, yapılacak şey bir eş çağırmaktır. Tibet Tantra pratiklerinde imajinatif sevgili bir "tulpa" olarak çağrılır. Tulpa´nızı ne olursa olsun, çok güzel veya seksi olarak düşlemeyin, sadece kendinize uygun tulpayı düşleyin, o size gereken kişi olacak yani öyle biri olarak yaşa.ınızda belirecektir. Eğer bir ilişki içindeyseniz ve Tantra ile ilgileniyorsanız, eşinize konuyu ihtiyatla açın çünkü eşiniz sizin normal seksi sevmediğinizi sanabilir veya seksüel yönden yetersiz görüldüğünü düşünebilir. Ya da eşinizin romantizmi farklıdır, biyolojik temele dayanan ruhsallıktan hoşlanmayabilir ve tartışabilir. Anlatın, öğrendiklerinizi öğretmeye çalışın ve normal seks yaşa.ınızda küçük değişimler yaratarak, alıştırın. Ötesi yine Tantra´ya kalacaktır.
Çok sorulan Tantra soruları:
Soru: Kama Sutra nedir? Eski bir evlilik öğretisine benziyor, Tantra ile ilişkisi var mı?
Cevap: Kama Sutra eski moda bir kendin yap kitabıdır. Yerel kültürün inançlarıyla doludur, kadının statüsüne, evlilik kurumuna, çocuklara hatta evcil hayvanlara önem verir. 19. Yüzyıl´da batı kültürünü etkilemiş, egzotik bir seks türü olarak tanımlanmıştır. İçinde seksüel metafiziğe yer verilmez, hatta sıradan bir Amerikan porno kitabına benzetilebilir.
Soru: Tantra, sadece pratikle elde edilebilir mi?
Cevap: Hayır, bu kadar sıradan değil. Erkek orgazmının kontrolu dışarda kalmak şartıyla, Tantrik Yoga´nın tüm dalları ve Tantra benzeri Hindu olmayan seksüel-ruhsal pratikler benzerler, göz göze bakışmak temeldir. Bazı nefes kontrol teknikleri geneldir, yoganın bir kısmında bu olay zaten kendiliğinden oluşur. Ortak anahtar nörölojik temelde orgazm kontroludur. Tantrik Yoga´nın bazı dallarında ve bazı Tantra benzeri Hindu olmayan tekniklerde ek olarak kadın orgazmının kontroluna öncelik verilir. Bazen de, omurgaya ve vücuttaki bazı enerji noktalarına yani şakralara yükselen eterik enerjilere önem verilir. Kültürel tabulara karşı çıkıldığı da görülür, doğal beslenmeyi veya doğal sosyal ya da aile yaşa.ını reddeden ekoller de vardır. Hatta karışık cinsle seksüel ilişkilere giren, monogamiyi tercih eden ve bekarlığı kutsal sayanlar vardır. Bu tür yaklaşımlarda seksüel tanrıçalara tapınma da görülür, yöntem olarak seksüel eş tanrıçanın yaşayan enkarnasyonu kabul edilir, bu inanç türünde ruhsal seks pratikleri salt seks amaçlı değildir. Kısacası Tantra iyi öğrenilmeli ve benzerlerinden ayrılmalıdır.
Soru: Tantra´nın etkileri ve amaçları nedir? En azından ne gibi etkiyle karşılaşılır?
Cevap: Tüm tekniklerde farklı amaçlar vardır. Bu yelpaze, bir tanrıya tapınmaktan, seksüel zevke kadar yayılır. Bu bir tercihtir ve siz seçersiniz.
Soru: Nerede öğrenilir?
Cevap: Eski kitaplardan, bedenimizden ve sevgilimizden. Ayrıca batıda özel kurslar veriliyor. Çalışın, arayın ve bulun, dogmalardan kopun, kurtulun. Bu konuda uzman olduğunu iddia eden sayısız sahtekar vardır, astroloji, tarot ve maji alanlarında olduğu gibi... En iyi yol okumaktır...
Tantra, beraber olmak, bütünleşmek anlamındadır. Bir sistemi çağrıştırır ve bu sistem Hindu bir yoga sistemidir, aynı zamanda da erkeksi ve kadınsı prensiplerin bütünleştirilmesi anlamındadır. Pratik olarak, seksüel eylemin ya da yaşamın yavaşlatılmış hali veya orgazmik amacı olmadan yerine bir tür mistik deneyimin getirildiği yöntem olarak düşünülebilir. Hinduist Tantra´nın kökenlerinde Tibet Budizm´i bulunabilir ama versiyon değişiktir. Tantra, sözcük anlamda mistik seksüel birlik veya mastürbasyon ya da ruhsal vecd deneyimi anla.ına gelir. Batıdaki uygulamalar, 19. Yüzyıl´da başlar ve bilindiği kadarıyla raslantısal ve de bireysel girişimlerin sonucudur. Alice Bunker Stockham´ın Hindistan´da Tantra´yı araştırması, başlangıç olarak düşünülebilir. Her Tantracı, kendince bir tanımlama getirmiştir; "Erkeksi Ilımlılık", "En İyi Yol", "Karezza", "Antik Gizem", "Zug..ent´ın Keşfi" veya "İhtişam" gibi... Dinsel içeriğe rağmen modern dünyanın çeşitli ülkelerinde seksüel bir olay olarak tanımlanmasının nedeni sosyo-kültüreldir, temelde insan bedeniyle ilgili bazı nörolojik ilişkiler bulunabilir, amaç veya sonuç seksüel eşin kişiliğinin fiziksel ve ruhsal olarak çözümlenmesi veya tam olarak tanımlanmasıdır.
Tantrik bir örnek
Bu yaklaşım veya kabulün etkisiyle Tantra´yı Hinduizm´in dışında uygulayanlar ortaya çıkmış yani mistik içeriği dışlanmıştır. Tantra ile ilgilenen batılılar, orgazm kavra.ına yönelmişler ve amaç olarak orgazmı bastırmayı, engellemeyi ya da olabildiğince geciktirmeyi seçmişlerdir. Temeldeki anatomik ve mistik olmayan tantra teknikleri öncelikle merak edilmekte ve öğrenilmektedir. Örneğin bir kadın ilk kez 48 yaşında Tantra´yı duyar ve birşeyler okur, ilgilenmiştir ama bir eşe ihtiyacı vardır. Bu arayışın içinde mistisizm olmadığı için, olay kısa zamanda seksüel bir ilişkiye dönüşür, farklılık sadece estetiğin öncelik taşıması ve ille de hemen orgazm peşinde koşulmamasıdır. Bir tantracı anlatıyor; "1977´de bir kadın arkadaşım tantrayı denemek istedi, aramızda duygusal bir geçmiş yoktu sadece arkadaşça bir sempati vardı, ne yapabileceğimizi uzun uzun tartıştık sonra olayı görünüşte temelinde çok önemli olmayan biyolojik bir eylemin yer aldığı ruhsal bir deney olarak kabul ettik. Ama sıradan bir eylem değildi, kabulün içten olması gerekliydi, o zaman yararlı ve geçerli olacaktı. Öte yandan, işin bir de aksi yönü vardı; tantrik deney başka yani bu konuyla ilgisi olmayan bir eşle yapılamıyordu, bu da kısıtlanma anlamındaydı. Yaşadığımız deney olağanüstüydü ve yeterince uyum sağlayabildiğimiz için yaşamımızı değiştirdi. Bu arada, aramızdaki uyum sayesinde yepyeni şeyler keşfettik, bunlar yazılı şeyler değildiler. Okuduğumuz kitaplarda anlatılanlar ise, temel biyolojik ve ruhsal gerçeklerin sosyo kültürel cilalanmış halleriydiler."
Beyindeki dört merkez
Çarpıtılmış gerçek neydi? Araştırmacı John C. Lilly, 1950´lerde maymunlarla deneyler yapmış (Daha sonra yunusların beyinlerini inceledi), "The Center of the Cyclone" adlı kitabında beyindeki dört merkezden sez ediyor ve bunları bir sıraya diziyordu. Erkek maymunlar seksüel tepkilerini kontrol edebiliyor, ereksiyonu ve boşalmayı geciktirebiliyorlardı. Dişilerde kontrol yetisi daha da belirgindi ve iki türde de mekanizma aynıydı. Lilly´nin bulduğu beyindeki ilk sinirsel merkez uyanmayı yani ereksiyonu, ikinci merkez kasların genişleyip daralmasını yani boşalma ya da fışkırmayı, üçüncü merkez orgazmın kendisini yani doruğa ulaşma duygusunu kontrol etmekte. Dördüncü merkez ise "Ana Kontrol" yani uyarıcı merkezdi, diğer üçünü kontrol ediyor, sırasıyla da ereksiyon, boşalma ve orgazmı bilinen sırada uyarıyor. Beyindeki dört merkezin keşfi bilinç aracılığı ve öğrenme kontroluyla giriş merkezinin yani Ana Kontrol´a ulaşılarak merkezlerden birisinin ayrıca kontrol edilebileceğini yani sıralı aşamalardan ayrılabileceğini gösterdi. Böylece, ereksiyon yani kan dolaşım sistemi, boşaltım yani kas sistemi veya orgazm yani sinirsel sistem birbirlerinden bağımsız olabiliyorlardı. Ana Kontrol´un yani Dördüncü Merkez´in bütünlüğü sağlama yani geleneksel sırayı sağlama işlevinin belli bir zamanda durdurulması kendiliğinden de olmaktadır (yani bunun için daima bilinçli irade gerekli değildir) örneğin ereksiyon gerçekleşebilir ama orgazma ulaşılmaz veya istenmeden boşalım gerçekleşebilir ya da tatmin olunamayan bir orgazma ulaşılır yani zevkin algı düzeyi düşüktür. Tantra bu merkezlerin veya dört olayın nasıl kontrol edilebileceğini öğretir, orgazm deneyimi yalancı veya yetersiz olmadan normal biyolojik düzenin ötesinde uzatılabilir, bu bir zorlama veya aldanma değildir, öyle sanılsa bile yetersiz 25 orgazmın toplamından fazladır. Böylece tantra pratiğinin bir anlamda biyofeedback bir alıştırma olduğu anlaşılır. Dikkat edildiğinde farklı bir şeyin çalıştığı anlaşılır çünkü iradi kas kontrolu güncel yaşamımızda normal olarak varolan birşey değildir. Acaba konunun ruhsallık tarafı nereden gelmektedir? Bildiğimiz kadarıyla söz konusu olan şey, bizlerin nörolojik iletişim yanımızdır. İnsanoğlu doğal olarak metafizik dünyanın deneyimlerine göre donatılmıştır. Çağlar boyunca ruhsal alanı anlamak için kullanılan eski tekniklerde, daima tekrarlamalar (dualar, ilahiler, şarkılar, danslar) vardır, bu şekilde bireysel düşünce kozmik güçlerle meşguldur veya konsantredir. Ama bu yol ruhsal mutluluğu elde etmenin tek yolu değildir, aynı şeyi dinsel otoriteler de iddia ederler. Yine de birçok insan için tantrik yol yeterlidir.
Tantra´da önemli olan şey eşinizle yapacağınız seksüel barıştır. Öğretinin temelinde seksin bir savaş olmadığı, kesin bir anlaşma olduğu bilgisi vardır. Dinsel içeriği olmayan Tantra´da orgazmik ödül yoktur, yerine orgazmdan tümüyle sakınmak vardır. Bir erkeğin kundalini enerjisinin yumurtalıklarından fırlayarak beynine ulaştığına ve yine içeriye emilerek ziyan edilmemesi gerektiğine inanılır. Bir ayda kaç kez orgazm olunması, kadında veya erkekte kişiliğe bağlıdır, bu enerjinin kullanılması veya dışarı atılmaması tantrik bir tercihtir. Burada bazı tantracılar çok uzun zaman aralarındaki dev orgazmlara yönlenirler. Şunu bilin ki bu teknikler mistik ya da değil muhteşem bir seks için reçete değildirler. Bunlar ruhsal algının artması ve duyuların keskinleşmesini sağlarlar ve bunu muhakkak yaşarsınız. Söz konusu ruhsal algıların şekillenmesi ve gelişmeleri çeşitli doğu dinlerin ve majikal örgütlerin temelinde yer alır. Geleneksel Tantra pratikleri, beş kutsal yiyeceğin yenmesi, kundalini enerjisinin şakralara ulaşması, mavi ışığı görebilmek ve ötesinin yanısıra allegorik, dinsel, simyasal veya simgesel objelerin geçerlilikleri ve kullanımları bireysel veya örgütsel tercihlere bağlıdır, gelişmesi ise iradeye ve yeteneğe göredir. Eğer kalp şakrasının sadece kasdan oluşmuş bir pompa olmadığını anlayabilirseniz, kalbinizdeki kundalini enerjisini görebilirsiniz sonra bazen birşey olur ve o zaman kalbinize bir isim yazılır. Eğer tanrı Şiva´nın ve tanrıça Durga´nın güncel yaşa.ınızdan ve kültürel birikiminizden uzak ve karmaşık olduğunu düşünüyorsanız, zamanınızı onların isimlerini öğrenmeye veya heykellerini tanımaya ya da mitlerini öğrenmeye harcamayın. İsimsizlik veya tanımak, lotüs oturuşu yapabilmek veya yapamamak sizin veya eşinizin ilahi bir alana girmeniz için önemli değildir. Sadece hazır olun ve isteyin; Tantra gerekeni yapacaktır.
Bir eş yaratmak
Dinsel olmayan ruhsal seks anlayışı, 19. Yüzyıl´da ABD´de Dr. Alice Bunker Stockham tarafından popülize edildi. Ruhsal duyguların serbest bırakılması ve gelişmesi amaçlanarak, dinsel bağlamda kitlenmelere veya gömülmelere karşı çıkıldı. "Karezza" adlı tekniği uygulayan kişi eşinin gözlerinin içine bakıyor ve sadece tüm evrensel canlılar arasındaki seksüel birliği düşünüyor, uyanışı büyüyor ve çiftleşmenin ötesine geçilerek eşin gözlerinde tüm dünya ve kozmos görülüyor. Bu durumda kendinizi bir tür "manyetik okyanus" içinde bulabilirsiniz, size evrenin bir parçası olduğunuzu hatırlatan birşeyi hissedersiniz, bu bütünleşmeye eşlik eden seksüel deneyim yaşamın kendisidir. Eğer bir eşiniz yoksa, yapılacak şey bir eş çağırmaktır. Tibet Tantra pratiklerinde imajinatif sevgili bir "tulpa" olarak çağrılır. Tulpa´nızı ne olursa olsun, çok güzel veya seksi olarak düşlemeyin, sadece kendinize uygun tulpayı düşleyin, o size gereken kişi olacak yani öyle biri olarak yaşa.ınızda belirecektir. Eğer bir ilişki içindeyseniz ve Tantra ile ilgileniyorsanız, eşinize konuyu ihtiyatla açın çünkü eşiniz sizin normal seksi sevmediğinizi sanabilir veya seksüel yönden yetersiz görüldüğünü düşünebilir. Ya da eşinizin romantizmi farklıdır, biyolojik temele dayanan ruhsallıktan hoşlanmayabilir ve tartışabilir. Anlatın, öğrendiklerinizi öğretmeye çalışın ve normal seks yaşa.ınızda küçük değişimler yaratarak, alıştırın. Ötesi yine Tantra´ya kalacaktır.
Çok sorulan Tantra soruları:
Soru: Kama Sutra nedir? Eski bir evlilik öğretisine benziyor, Tantra ile ilişkisi var mı?
Cevap: Kama Sutra eski moda bir kendin yap kitabıdır. Yerel kültürün inançlarıyla doludur, kadının statüsüne, evlilik kurumuna, çocuklara hatta evcil hayvanlara önem verir. 19. Yüzyıl´da batı kültürünü etkilemiş, egzotik bir seks türü olarak tanımlanmıştır. İçinde seksüel metafiziğe yer verilmez, hatta sıradan bir Amerikan porno kitabına benzetilebilir.
Soru: Tantra, sadece pratikle elde edilebilir mi?
Cevap: Hayır, bu kadar sıradan değil. Erkek orgazmının kontrolu dışarda kalmak şartıyla, Tantrik Yoga´nın tüm dalları ve Tantra benzeri Hindu olmayan seksüel-ruhsal pratikler benzerler, göz göze bakışmak temeldir. Bazı nefes kontrol teknikleri geneldir, yoganın bir kısmında bu olay zaten kendiliğinden oluşur. Ortak anahtar nörölojik temelde orgazm kontroludur. Tantrik Yoga´nın bazı dallarında ve bazı Tantra benzeri Hindu olmayan tekniklerde ek olarak kadın orgazmının kontroluna öncelik verilir. Bazen de, omurgaya ve vücuttaki bazı enerji noktalarına yani şakralara yükselen eterik enerjilere önem verilir. Kültürel tabulara karşı çıkıldığı da görülür, doğal beslenmeyi veya doğal sosyal ya da aile yaşa.ını reddeden ekoller de vardır. Hatta karışık cinsle seksüel ilişkilere giren, monogamiyi tercih eden ve bekarlığı kutsal sayanlar vardır. Bu tür yaklaşımlarda seksüel tanrıçalara tapınma da görülür, yöntem olarak seksüel eş tanrıçanın yaşayan enkarnasyonu kabul edilir, bu inanç türünde ruhsal seks pratikleri salt seks amaçlı değildir. Kısacası Tantra iyi öğrenilmeli ve benzerlerinden ayrılmalıdır.
Soru: Tantra´nın etkileri ve amaçları nedir? En azından ne gibi etkiyle karşılaşılır?
Cevap: Tüm tekniklerde farklı amaçlar vardır. Bu yelpaze, bir tanrıya tapınmaktan, seksüel zevke kadar yayılır. Bu bir tercihtir ve siz seçersiniz.
Soru: Nerede öğrenilir?
Cevap: Eski kitaplardan, bedenimizden ve sevgilimizden. Ayrıca batıda özel kurslar veriliyor. Çalışın, arayın ve bulun, dogmalardan kopun, kurtulun. Bu konuda uzman olduğunu iddia eden sayısız sahtekar vardır, astroloji, tarot ve maji alanlarında olduğu gibi... En iyi yol okumaktır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder