M.Ö 4 yüzyıl ortalarından sonra kararlı bir biçimde büyümeye başlayan Roma Devleti Büyük İskender İmparatorluğu nun parçalanışı sürecinde Roma Devleti bütün İtalya yı tek bir siyasal çatı altında toplamayı başarı. İlk başta küçük olan Roma Devleti ; M.Ö. 200 de Batı Akdeniz e M.Ö. 168 de bu defa Doğu Akdeniz e egemen olurken dönemin dünya devleti oldu.
Daha sonra bütün Anadolu da dahil Akdeniz çevresini ele geçirip Atlantikten Fırat a kadar tarihte ilk ve son defa siyasi bir mekan birliği kurarken aynı zamanda Akdeniz havzasında yine ilk defa bir dil ve kültür birliğinide gerçekleştiriyordu.Döneminde Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğunun resmi din olarak kabul ettiren 1. Theodosius ( 379 395 ) ölümünden sonra İkiye ayrılan Roma İmparatorluğu önce batı sonrada doğu kısmının yani Bizans İmparatorluğunun yıkılmasıyla ( 1453) yaklaşık 1800 yıl sonra tarih sahnesinden çekilmiştir.
Roma Dini
Çok tanrılı bir din anlayışından gelen Romalılar tabiat kuvvetlerinin birer tanrı olduğuna, tabiatta
ve hayatta olan herşeyin tanrısal iradeye bağlı olduğuna inanıyorlardı.Başlangıçta Etrükslerin etkisinde kalan din anlayışı, fetihlerden sonra yeni ülkelerin kültürleriyle tanışınca buralarda yaşayan halkların dini inançlarından da etkilenmiştir. Romalılar Fenike, İran, Frig inançlarının etkisindede kaldılar ama özellikle yunan uygarlığının (helen) din ve inanç konusundaki daha fazla ve belirgindir.
Kendi tanrılarının cumhuriyet döneminde daha yakından tanıştıkları Yunanlıların tanrılarına benzediğini gören Romalılar onların tanrılarını aynen kabul etmişler ve mitolojilerinide benimsemişlerdir. Bu çerçevede Yunanlıların önemli tanrılarından olan Gök Tanrı (Tanrıların Kralı) Zeus ( Zevs) : Jupiter , Ay Tanrısı Hera ; Junon , zeka ve akıl tanrıçası Athena ; Minerva , güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit ; Venüs , ölüler ve cehennem tanrısı Hades ; Plüton , bereket tanrıçası Demeter ; Neptün , eğlence ve şarap tanrısı Diyonizos ; Baküs olarak adlandırılmıştır.
Yunan ahlak ve gelenekleri Romalıların Etrükslerden itibaren şekillenen dini gelenek ve inanışlarına da etki etti. Romalılar da bütün ilk çağ toplumları gibi fala inanmak , kuşların uçuşu veya kesilen kurbanların iç organlarının dağılışına bakarak kehanette bulunmaya çalışmak gibi batıl inanışlara sahiptiler. Hatta öyle ki savaş ialan etmek gibi son derece ciddi ve önemli devlet işleri bile fala bakılarak kararlaştırılırdı. ( hatta bu iş için resmi kahinler ve kutsal tavuklar vardı. Bu tavuklar kendilerine verilen yemi yemezse bu , tanrıların yapılmak istenen işe razı olmadıkları biçiminde yorumlanıyordu. ) Falcılıkla birlikte büyücülük de önemli bir batıl inanış biçimiydi. Roma da halkın gözünde çok değerli olan sadece falcılık büyücülükle uğraşan bir sınıf bile vardı.
Roma İmparatorluğunda Hırıstiyanlık yaygınlaşıncaya kadar puta tapıcılık ( paganizm ) resmi dindi. Tanrılar adına yapılmış özel tapınaklar vardı. Tanrıça Junon adına yapılan tapınakta kutsal ateş devamli yakılır ve vestal denilen genç rahibeler ateşin sönmemesi için nöbet beklerlerdi.
Zaman içinde Yunan felsefi görüşlerinin Romaya girmesiyle tanrıyı inkar eden Epikürizm ve tanrının varlığını kabul eden Stoacılık da Romalılar ın din anlayışının kısmen de olsa etkileyen bir diğer kanal oldular.
Romalılar ın ilk dönemlerinde tanrılar adına düzenlenen yortular ve yılda iki defa yapılan araba yarışları halkın hem oyun eğlence hemde ibadet şeklini yansıtması açısından önemlidir.
M.S 30 yılından itibaren Roma İmparatoluğuna giren Hırıistiyanlık özellikle alt tabakadaki insanlar arsında yayılmıştır. M.S.305dan sonra doruğa çıkan Hıristiyanlık Eski Roma Dini taraftarları arasında çekişmeler 305 306 yılları arasında en şiddetli çatışmalara sahne olmuş 306 yılında bu çatışmalar sonucunda iktidarı tek başına ele geçiren 1.Constantinus (Konstantin) tek başına imparator olup 313 yılında yayımladığı Milano Fermanı ile Hırıstiyanlığı serbest bırakıp yayılmasını teşvik etmeye başlaması ve Özellikle Döneminde Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğunun resmi din olarak kabul ettiren 1. Theodosius ( 379 395 ) un Roma daki Vesta Tapınağı nda Roma nın kuruluşundan bu yana yanan kutsal ateşi söndürmesiyle birlikte paganist inanç sindirilmeye başlanarak yavaş yavaş tarih sahnesinden silinmiştir.
Daha sonra bütün Anadolu da dahil Akdeniz çevresini ele geçirip Atlantikten Fırat a kadar tarihte ilk ve son defa siyasi bir mekan birliği kurarken aynı zamanda Akdeniz havzasında yine ilk defa bir dil ve kültür birliğinide gerçekleştiriyordu.Döneminde Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğunun resmi din olarak kabul ettiren 1. Theodosius ( 379 395 ) ölümünden sonra İkiye ayrılan Roma İmparatorluğu önce batı sonrada doğu kısmının yani Bizans İmparatorluğunun yıkılmasıyla ( 1453) yaklaşık 1800 yıl sonra tarih sahnesinden çekilmiştir.
Roma Dini
Çok tanrılı bir din anlayışından gelen Romalılar tabiat kuvvetlerinin birer tanrı olduğuna, tabiatta
ve hayatta olan herşeyin tanrısal iradeye bağlı olduğuna inanıyorlardı.Başlangıçta Etrükslerin etkisinde kalan din anlayışı, fetihlerden sonra yeni ülkelerin kültürleriyle tanışınca buralarda yaşayan halkların dini inançlarından da etkilenmiştir. Romalılar Fenike, İran, Frig inançlarının etkisindede kaldılar ama özellikle yunan uygarlığının (helen) din ve inanç konusundaki daha fazla ve belirgindir.
Kendi tanrılarının cumhuriyet döneminde daha yakından tanıştıkları Yunanlıların tanrılarına benzediğini gören Romalılar onların tanrılarını aynen kabul etmişler ve mitolojilerinide benimsemişlerdir. Bu çerçevede Yunanlıların önemli tanrılarından olan Gök Tanrı (Tanrıların Kralı) Zeus ( Zevs) : Jupiter , Ay Tanrısı Hera ; Junon , zeka ve akıl tanrıçası Athena ; Minerva , güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit ; Venüs , ölüler ve cehennem tanrısı Hades ; Plüton , bereket tanrıçası Demeter ; Neptün , eğlence ve şarap tanrısı Diyonizos ; Baküs olarak adlandırılmıştır.
Yunan ahlak ve gelenekleri Romalıların Etrükslerden itibaren şekillenen dini gelenek ve inanışlarına da etki etti. Romalılar da bütün ilk çağ toplumları gibi fala inanmak , kuşların uçuşu veya kesilen kurbanların iç organlarının dağılışına bakarak kehanette bulunmaya çalışmak gibi batıl inanışlara sahiptiler. Hatta öyle ki savaş ialan etmek gibi son derece ciddi ve önemli devlet işleri bile fala bakılarak kararlaştırılırdı. ( hatta bu iş için resmi kahinler ve kutsal tavuklar vardı. Bu tavuklar kendilerine verilen yemi yemezse bu , tanrıların yapılmak istenen işe razı olmadıkları biçiminde yorumlanıyordu. ) Falcılıkla birlikte büyücülük de önemli bir batıl inanış biçimiydi. Roma da halkın gözünde çok değerli olan sadece falcılık büyücülükle uğraşan bir sınıf bile vardı.
Roma İmparatorluğunda Hırıstiyanlık yaygınlaşıncaya kadar puta tapıcılık ( paganizm ) resmi dindi. Tanrılar adına yapılmış özel tapınaklar vardı. Tanrıça Junon adına yapılan tapınakta kutsal ateş devamli yakılır ve vestal denilen genç rahibeler ateşin sönmemesi için nöbet beklerlerdi.
Zaman içinde Yunan felsefi görüşlerinin Romaya girmesiyle tanrıyı inkar eden Epikürizm ve tanrının varlığını kabul eden Stoacılık da Romalılar ın din anlayışının kısmen de olsa etkileyen bir diğer kanal oldular.
Romalılar ın ilk dönemlerinde tanrılar adına düzenlenen yortular ve yılda iki defa yapılan araba yarışları halkın hem oyun eğlence hemde ibadet şeklini yansıtması açısından önemlidir.
M.S 30 yılından itibaren Roma İmparatoluğuna giren Hırıistiyanlık özellikle alt tabakadaki insanlar arsında yayılmıştır. M.S.305dan sonra doruğa çıkan Hıristiyanlık Eski Roma Dini taraftarları arasında çekişmeler 305 306 yılları arasında en şiddetli çatışmalara sahne olmuş 306 yılında bu çatışmalar sonucunda iktidarı tek başına ele geçiren 1.Constantinus (Konstantin) tek başına imparator olup 313 yılında yayımladığı Milano Fermanı ile Hırıstiyanlığı serbest bırakıp yayılmasını teşvik etmeye başlaması ve Özellikle Döneminde Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğunun resmi din olarak kabul ettiren 1. Theodosius ( 379 395 ) un Roma daki Vesta Tapınağı nda Roma nın kuruluşundan bu yana yanan kutsal ateşi söndürmesiyle birlikte paganist inanç sindirilmeye başlanarak yavaş yavaş tarih sahnesinden silinmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder