Masonlar, kendi örgütlerinin cennet bahçesinde Adem tarafından kurulmuş olduğu ya da Tanrı evreni yaratmadan önce bile varolduğu biçimindeki olanaksız bir eskiliği öne süren, sıradan ve yersiz savlarını çoktandır bir yana bırakmışlardır. Masonluk bu durumuyla da oldukça eski sayılır ve üstelik düşsel bir bağlantı ile süslenmeye gerek duymayacak denli onurlu bir geçmişe sahiptir. Masonluğun bir evrim sonucu zaman içinde gelişip ortaya çıktığı biliniyor. Bu bakımdan masonlar, Masonluğa benzeyen ya da Masonluğun öncülü olabilecek kurumların, nerede ve ne zaman olursa olsun doğuş ve gelişimlerinin incelenmesine özel bir ilgi gösterirler.
İşbirliği ve kardeşliğin kullanımı, gizlilik ilkesinin bulunması, amaçlara sadakatle bağlılık içinde çabaların sürdürülmesi gönüllerin derinliklerinde saklı ülkülerin parlaması için daima esin vermiştir. Como Ustalarının öyküsüne işte bu değerler ışığında bakmak gerekir. Masonluğun yalnızca genel anlamda tarihi bağlarla bağlı olabileceği bu eski örgütün, bir mason örgütü olduğunu ileri sürmek olanaksızdır. Masonluk tarihi ile mimarlık tarihi iç içe geçmiştir. Bu yüzden, mimarlık hakkında yeni bir bilgi, Masonluğun gelişiminin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Como Ustalarının tarihi, Masonluğun gerçek tarihinin bir bölümü olabilmesi açısından değil, mimarlık tarihine ışık tutabilmesi açısından çok değerlidir. Como Ustaları örgütü bir çok bakımdan, sonradan spekülatif Masonluğu doğuracak olan, inşaatçı meslek örgütlerine benzerlikler göstermektedir. Ancak, çok hayalperest olmadıkça ya da Masonluk sözcüğüne gereğinden daha geniş anlamlar yüklemedikçe, Como Ustalarını, Masonluğun öz atası olarak görmek olanaklı değildir.
İzleyen satırlarda adım adım geliştirmeye çalışacağım kendi kuramım, güya İngiltere'den kaynaklandığı iddia edilen Masonluğun, aslında Gotik mimari ile doğan meslek örgütlerinin arasından zamanla gelişip evrimleştiği biçimindedir. Bu meslek örgütlerinde bulunan ahlak, din ve törensellik tohumları, uygun bir ortam bulma şansına kavuşarak gelişmiş ve XVII. yüzyılda operatif özelliklerin giderek azalması ile tümüyle düşünsel bir yapıya dönüşmüştür. Bu dönüşüm döneminde kimi gizlici (okült) kaynaklardan yeni özellikler de katılmış ve bu gelişim, tüm Masonluğu türetecek olan Londra Büyük Locasının 1717 yılında kurulması ile zirveye varmıştır.
Masonluk hakkındaki bilgileri oldukça sınırlı olan Leader Scott, haklı olarak günümüz Masonluğu ile Como Ustalarının Masonluğunu (!) birbirine karıştırmamak konusunda pek dikkatlidir. Bu konu hakkındaki düşüncelerini dile getirdiği bölüm hemen her zaman diğer araştırmacılar tarafından eksik olarak yinelenmiştir. Bir yandan Scott'un iki örgütün tarihsel bağlantısı üzerine geliştirdiği kuramı sunmak, diğer taraftan günümüzde varolan biçimi ile Masonluk hakkında ne denli az bilgisi olduğunu göstermek amacıyla, aşağıda bu bölümün tümüne yer verilmiştir. Alıntı yapılan bölüm Scott'un kitabının 16. sayfasından başlamaktadır:
"Bu bölümü yazmaya koyulduğum sırada garip bir rastlantı sonucu, mason örgütlerinin törenleri ve uygulamaları hakkında eski bir İtalyanca kitap elime geçti. Elbette, kitabın adı belli olmayan yazarı işe Süleyman Tapınağının mimarı Adoniram'dan başlıyordu. Çok sayıda işçiyi yöneten Adoniram, tümünü isimleriyle ayırt etmekte zorluk çektiği için, işçileri üç kısma bölmüş: "novices" (çıraklar), "operatori" (kalfalar) ve "magistri" (ustalar). Her sınıf farklı bir işaret ve parolaya sahip olduğu için, ücretleri kolaylıkla ödenebiliyormuş ve böylelikle hile yapmaya yeltenenlere karşı önlem alınabiliyormuş. Çalışanlar arasında aynı gruplaşmanın Roma Collegia'sında da bulunması oldukça ilginçtir. Süleyman zamanında örgütün en başta gelen simgeleri "Süleyman Düğümü" ya da "Sonsuz Düğüm" ile "Judah Aslanı"ymış."
"Anonim yazarımız, Masonluğun günümüzdeki tinsel anlamıyla ikinci kez canlanmasının, herkesten çok, Oliver Cromwell sayesinde gerçekleştiğini söylüyor. Tanımladığı mason tören ve uygulamaları Ortaçağ batıl inançlarını, çocuk oyunlarını, kanlı yeminleri ve gizemli bir gizliliği yansıtıyor. Tüm mason işaretleri ve tüm ahlak değerlerinin, mimari bir görünüm altında, mason locası tarafından simgelenen "el dokunmaksınız inşa edilen tapınak" düşünü maskelediğini söylüyor. Asıl önemli olan husus, tüm törensel uygulamalar ve mason amblemlerinin, örgütlenme ve terminoloji açısından, çok uzun zaman önce varolmuş bir gerçeği, Como Ustalarının çalışma düzenini işaretlemeleridir. Tüm mason gizlerini açıklayan bizim isimsiz İtalyan yazarımız, her locanın biri çıraklar, diğeri kalfalar ve sonuncusu üstatlar olmak üzere üç gruba ayrıldığını belirtiyor. Nerede ve ne zaman olursa olsun Como Ustalarında da bu üçlü düzenlemeyi bulmak olanaklı: çıraklar için "Schola", kalfalar için "Laborerium" ve üstatlar için "Opera" ya da "Fabbrica".
"Tüm örgütün başında bir "Gran Maestro" ve her locanın başında da bir "Capo Maestro" bulunduğunu söylüyor anonim yazarımız. Ayrıca yine her mason locasında iki "Soprastanti", bir hazineci ve bir katip bulunduğunu da belirtiyor. Bunlar tam olarak Como Ustalarının örgütlenmesinde de yer almaktadır."
"Günümüz Masonluğunun içinden çıktığı gerçek kaynağın Como Ustaları olduğu hakkında kesin bir kanıt bulunmamasına karşın, Como Ustaları örgütünün Roma Collegia'sı ile Ortaçağın meslek ve sanat örgütleri arasında bir bağlantı halkası olduğunu kabul etmemiz gerekir."
İki örgüt arasında yukarıdaki bölümde dile getirilen benzerlikleri geliştirmek olanaklıdır. Como Ustalarının locaları, Büyük Üstatları, gizleri, "L'Arcano Magistero" adlı gizli bir kitapları vardı; önlük giyerler, kendi aralarında para toplarlar, düşkünlere para yardımı yaparlar, tanıtma işaretleri kullanırlardı. Üstelik günümüz Masonluğuna çok yakın gelen simgeleri de vardı: "J" ve "B" sütunları, pergel, gönye, mozaik döşeme gibi...Ne yazık ki, Como Ustalarının inisiyasyon törenleri hakkında her hangi bir veriye sahip değiliz.
Bu alanda araştırmalarını sürdüren Ravenscroft, bazı eski mason geleneklerinin ve özellikle Süleyman Tapınağı ile ilgili olanların, Como Ustaları tarafından korunarak bizlere kadar ulaştığını söylerken belki de haklıdır. Gelecekteki buluşlar bu büyüleyici kuramı doğrulayabilir. Ancak, kişisel kanıma göre, önemli bir olgu bu kuramı tümüyle yanlışlayabilmektedir. Bu olgu, Gotik mimarinin filizlendiği meslek örgütleri ile Gotik mimarinin hiç bir zaman yerleşmediği İtalya'da çalışan Como Ustaları arasında hiç bir bağıntının bulunmamasıdır.
Masonlukla bağıntılı olduğu kadarıyla Como Ustaları kuramı, henüz havada kalmış ya da yalnızca emeklemekte olarak nitelendirilebilir. Tüm dikkatlerini Ortaçağ tarihine ve mimarisine yönelten günümüz araştırmacılarının bu ilgi çekici konu ile bağlantılı olarak göstermeleri gereken çok çaba var.
İşbirliği ve kardeşliğin kullanımı, gizlilik ilkesinin bulunması, amaçlara sadakatle bağlılık içinde çabaların sürdürülmesi gönüllerin derinliklerinde saklı ülkülerin parlaması için daima esin vermiştir. Como Ustalarının öyküsüne işte bu değerler ışığında bakmak gerekir. Masonluğun yalnızca genel anlamda tarihi bağlarla bağlı olabileceği bu eski örgütün, bir mason örgütü olduğunu ileri sürmek olanaksızdır. Masonluk tarihi ile mimarlık tarihi iç içe geçmiştir. Bu yüzden, mimarlık hakkında yeni bir bilgi, Masonluğun gelişiminin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Como Ustalarının tarihi, Masonluğun gerçek tarihinin bir bölümü olabilmesi açısından değil, mimarlık tarihine ışık tutabilmesi açısından çok değerlidir. Como Ustaları örgütü bir çok bakımdan, sonradan spekülatif Masonluğu doğuracak olan, inşaatçı meslek örgütlerine benzerlikler göstermektedir. Ancak, çok hayalperest olmadıkça ya da Masonluk sözcüğüne gereğinden daha geniş anlamlar yüklemedikçe, Como Ustalarını, Masonluğun öz atası olarak görmek olanaklı değildir.
İzleyen satırlarda adım adım geliştirmeye çalışacağım kendi kuramım, güya İngiltere'den kaynaklandığı iddia edilen Masonluğun, aslında Gotik mimari ile doğan meslek örgütlerinin arasından zamanla gelişip evrimleştiği biçimindedir. Bu meslek örgütlerinde bulunan ahlak, din ve törensellik tohumları, uygun bir ortam bulma şansına kavuşarak gelişmiş ve XVII. yüzyılda operatif özelliklerin giderek azalması ile tümüyle düşünsel bir yapıya dönüşmüştür. Bu dönüşüm döneminde kimi gizlici (okült) kaynaklardan yeni özellikler de katılmış ve bu gelişim, tüm Masonluğu türetecek olan Londra Büyük Locasının 1717 yılında kurulması ile zirveye varmıştır.
Masonluk hakkındaki bilgileri oldukça sınırlı olan Leader Scott, haklı olarak günümüz Masonluğu ile Como Ustalarının Masonluğunu (!) birbirine karıştırmamak konusunda pek dikkatlidir. Bu konu hakkındaki düşüncelerini dile getirdiği bölüm hemen her zaman diğer araştırmacılar tarafından eksik olarak yinelenmiştir. Bir yandan Scott'un iki örgütün tarihsel bağlantısı üzerine geliştirdiği kuramı sunmak, diğer taraftan günümüzde varolan biçimi ile Masonluk hakkında ne denli az bilgisi olduğunu göstermek amacıyla, aşağıda bu bölümün tümüne yer verilmiştir. Alıntı yapılan bölüm Scott'un kitabının 16. sayfasından başlamaktadır:
"Bu bölümü yazmaya koyulduğum sırada garip bir rastlantı sonucu, mason örgütlerinin törenleri ve uygulamaları hakkında eski bir İtalyanca kitap elime geçti. Elbette, kitabın adı belli olmayan yazarı işe Süleyman Tapınağının mimarı Adoniram'dan başlıyordu. Çok sayıda işçiyi yöneten Adoniram, tümünü isimleriyle ayırt etmekte zorluk çektiği için, işçileri üç kısma bölmüş: "novices" (çıraklar), "operatori" (kalfalar) ve "magistri" (ustalar). Her sınıf farklı bir işaret ve parolaya sahip olduğu için, ücretleri kolaylıkla ödenebiliyormuş ve böylelikle hile yapmaya yeltenenlere karşı önlem alınabiliyormuş. Çalışanlar arasında aynı gruplaşmanın Roma Collegia'sında da bulunması oldukça ilginçtir. Süleyman zamanında örgütün en başta gelen simgeleri "Süleyman Düğümü" ya da "Sonsuz Düğüm" ile "Judah Aslanı"ymış."
"Anonim yazarımız, Masonluğun günümüzdeki tinsel anlamıyla ikinci kez canlanmasının, herkesten çok, Oliver Cromwell sayesinde gerçekleştiğini söylüyor. Tanımladığı mason tören ve uygulamaları Ortaçağ batıl inançlarını, çocuk oyunlarını, kanlı yeminleri ve gizemli bir gizliliği yansıtıyor. Tüm mason işaretleri ve tüm ahlak değerlerinin, mimari bir görünüm altında, mason locası tarafından simgelenen "el dokunmaksınız inşa edilen tapınak" düşünü maskelediğini söylüyor. Asıl önemli olan husus, tüm törensel uygulamalar ve mason amblemlerinin, örgütlenme ve terminoloji açısından, çok uzun zaman önce varolmuş bir gerçeği, Como Ustalarının çalışma düzenini işaretlemeleridir. Tüm mason gizlerini açıklayan bizim isimsiz İtalyan yazarımız, her locanın biri çıraklar, diğeri kalfalar ve sonuncusu üstatlar olmak üzere üç gruba ayrıldığını belirtiyor. Nerede ve ne zaman olursa olsun Como Ustalarında da bu üçlü düzenlemeyi bulmak olanaklı: çıraklar için "Schola", kalfalar için "Laborerium" ve üstatlar için "Opera" ya da "Fabbrica".
"Tüm örgütün başında bir "Gran Maestro" ve her locanın başında da bir "Capo Maestro" bulunduğunu söylüyor anonim yazarımız. Ayrıca yine her mason locasında iki "Soprastanti", bir hazineci ve bir katip bulunduğunu da belirtiyor. Bunlar tam olarak Como Ustalarının örgütlenmesinde de yer almaktadır."
"Günümüz Masonluğunun içinden çıktığı gerçek kaynağın Como Ustaları olduğu hakkında kesin bir kanıt bulunmamasına karşın, Como Ustaları örgütünün Roma Collegia'sı ile Ortaçağın meslek ve sanat örgütleri arasında bir bağlantı halkası olduğunu kabul etmemiz gerekir."
İki örgüt arasında yukarıdaki bölümde dile getirilen benzerlikleri geliştirmek olanaklıdır. Como Ustalarının locaları, Büyük Üstatları, gizleri, "L'Arcano Magistero" adlı gizli bir kitapları vardı; önlük giyerler, kendi aralarında para toplarlar, düşkünlere para yardımı yaparlar, tanıtma işaretleri kullanırlardı. Üstelik günümüz Masonluğuna çok yakın gelen simgeleri de vardı: "J" ve "B" sütunları, pergel, gönye, mozaik döşeme gibi...Ne yazık ki, Como Ustalarının inisiyasyon törenleri hakkında her hangi bir veriye sahip değiliz.
Bu alanda araştırmalarını sürdüren Ravenscroft, bazı eski mason geleneklerinin ve özellikle Süleyman Tapınağı ile ilgili olanların, Como Ustaları tarafından korunarak bizlere kadar ulaştığını söylerken belki de haklıdır. Gelecekteki buluşlar bu büyüleyici kuramı doğrulayabilir. Ancak, kişisel kanıma göre, önemli bir olgu bu kuramı tümüyle yanlışlayabilmektedir. Bu olgu, Gotik mimarinin filizlendiği meslek örgütleri ile Gotik mimarinin hiç bir zaman yerleşmediği İtalya'da çalışan Como Ustaları arasında hiç bir bağıntının bulunmamasıdır.
Masonlukla bağıntılı olduğu kadarıyla Como Ustaları kuramı, henüz havada kalmış ya da yalnızca emeklemekte olarak nitelendirilebilir. Tüm dikkatlerini Ortaçağ tarihine ve mimarisine yönelten günümüz araştırmacılarının bu ilgi çekici konu ile bağlantılı olarak göstermeleri gereken çok çaba var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder