Uzaduyum ve ruhsalgörü incelemelerinde kullanılan birtakım belli teknikler vardır. Bunlardan en basit olanı, J.B Rhine’nin geliştirdiği Zener Kartları ile yapılan alıştırmalardır.
1934 yılında Kuzey Karolina’daki Duke Üniversitesinden J.B.Rhine, yürüttüğü bir dizi deneyin sonuçlarını yayınlamaya başladığında, bilim adamlarının Duyu ötesi algıya ilgileri uyanmıştı. Rhine, önceki çalışmalardan güvenilir sonuçlar elde edilememesi dolayısıyla, bu sonuçların belirsizlikten kurtulması için deneyleri basitleştirmişti.
hine’nin getirdiği beş değişik karttan oluşan ve içinde her karttan beşer tane bulunan yirmibeşlik Zener destesiydi. Beş karttan oluşan Zener kartlarının her birinde kullanılan beş temel simge bulunmaktadır. Bu simgeler daire, artı, dalga, kare ve yıldız çizgileridir. Gönderici kişi bu kartları karıştırdıktan sonra birer birer açıyor ve bu arada alıcı da açılan kartların üzerinde hangi simgenin olduğunu sezmeye çalışarak tahminini bir kağıda yazıyordu. Ruhsalgörü deneylerindeyse, alıcı, deneyi yapanın önünde kapalı duran kartları tanımaya çalışıyordu.
Oldukça basit olan bu deney çok önemli bazı sonuçların elde edilmesini sağlamıştır. Kartlar karıştırılıp rasgele bir kart seçildiğinde, kartta beş simgeden hangisinin olduğunu rastlantıyla bilme olasılığı beşte birdir. Test, tüm kart dizisi için sürdürülünce de, matematiksel olasılık kurallarına göre, beş kere doğru tahminde bulunulabilmektedir. Üstelik, çoğu kez yine rastlantı sonucu doğru bir tahminde bulunma olasılığı pek olağanüstü sayılamaz. Ancak, eğer salt rastlantıya oranla daha yüksek bir puan tutturabilirseniz, paranormal bir gücün işe karışması olasılığı artar. Ne kadar çok tahmin yaparsanız, durum da o kadar çok aydınlanır. Sabır göstererek 10.000 tahminde bulunduğunuzu varsayalım; olasılık hesaplarına göre 2000 doğru tahminde bulunmamız normaldir, ama siz aslında 2200 doğru tahminde bulunmuşsanız, istatistiklere göre salt rastlantı olasılığı iki milyonda birdir.
Rhine, bu deneyleri inandırıcı sonuçlar elde edinceye kadar sürdürdü.1939 yılında Duke Üniversitesinde kendi denetimi altında Dr. Pratt’ın, Woodruff adında bir deneğin üzerinde yürüttüğü en kayda değer incelemelerden birinde rastlantı olasılığı 1,7 milyonda bir olan sonuçlar elde etti.
Çalışmalarınız sırasında duygusal öğe bulunması ve sıkıntı duygusu taşımanız, duyu ötesi algı deneylerinin sonuçları üzerinde olumsuz etki gösterebilir.
Gerek uzaduyum, gerekse ruhsalgörü deneyinde, tüm bir deste içinde beş kartı doğru olarak tahmin etmeniz normaldir. Deneyi tekrar tekrar yapın ve yorulduğunuzda, toplam puanı, yaptığınız deney sayısına bölerek ortalama puanınızı hesaplayın. Eğer tutarlı olarak beşin üzerinde puan elde etmişseniz, Duyu ötesi algının gerçekleşmiş olması söz konusudur. Yine de, bunu kesinlikle kanıtlamak için çok daha geliştirilmiş deneyler gereklidir.
1934 yılında Kuzey Karolina’daki Duke Üniversitesinden J.B.Rhine, yürüttüğü bir dizi deneyin sonuçlarını yayınlamaya başladığında, bilim adamlarının Duyu ötesi algıya ilgileri uyanmıştı. Rhine, önceki çalışmalardan güvenilir sonuçlar elde edilememesi dolayısıyla, bu sonuçların belirsizlikten kurtulması için deneyleri basitleştirmişti.
hine’nin getirdiği beş değişik karttan oluşan ve içinde her karttan beşer tane bulunan yirmibeşlik Zener destesiydi. Beş karttan oluşan Zener kartlarının her birinde kullanılan beş temel simge bulunmaktadır. Bu simgeler daire, artı, dalga, kare ve yıldız çizgileridir. Gönderici kişi bu kartları karıştırdıktan sonra birer birer açıyor ve bu arada alıcı da açılan kartların üzerinde hangi simgenin olduğunu sezmeye çalışarak tahminini bir kağıda yazıyordu. Ruhsalgörü deneylerindeyse, alıcı, deneyi yapanın önünde kapalı duran kartları tanımaya çalışıyordu.
Oldukça basit olan bu deney çok önemli bazı sonuçların elde edilmesini sağlamıştır. Kartlar karıştırılıp rasgele bir kart seçildiğinde, kartta beş simgeden hangisinin olduğunu rastlantıyla bilme olasılığı beşte birdir. Test, tüm kart dizisi için sürdürülünce de, matematiksel olasılık kurallarına göre, beş kere doğru tahminde bulunulabilmektedir. Üstelik, çoğu kez yine rastlantı sonucu doğru bir tahminde bulunma olasılığı pek olağanüstü sayılamaz. Ancak, eğer salt rastlantıya oranla daha yüksek bir puan tutturabilirseniz, paranormal bir gücün işe karışması olasılığı artar. Ne kadar çok tahmin yaparsanız, durum da o kadar çok aydınlanır. Sabır göstererek 10.000 tahminde bulunduğunuzu varsayalım; olasılık hesaplarına göre 2000 doğru tahminde bulunmamız normaldir, ama siz aslında 2200 doğru tahminde bulunmuşsanız, istatistiklere göre salt rastlantı olasılığı iki milyonda birdir.
Rhine, bu deneyleri inandırıcı sonuçlar elde edinceye kadar sürdürdü.1939 yılında Duke Üniversitesinde kendi denetimi altında Dr. Pratt’ın, Woodruff adında bir deneğin üzerinde yürüttüğü en kayda değer incelemelerden birinde rastlantı olasılığı 1,7 milyonda bir olan sonuçlar elde etti.
Çalışmalarınız sırasında duygusal öğe bulunması ve sıkıntı duygusu taşımanız, duyu ötesi algı deneylerinin sonuçları üzerinde olumsuz etki gösterebilir.
Gerek uzaduyum, gerekse ruhsalgörü deneyinde, tüm bir deste içinde beş kartı doğru olarak tahmin etmeniz normaldir. Deneyi tekrar tekrar yapın ve yorulduğunuzda, toplam puanı, yaptığınız deney sayısına bölerek ortalama puanınızı hesaplayın. Eğer tutarlı olarak beşin üzerinde puan elde etmişseniz, Duyu ötesi algının gerçekleşmiş olması söz konusudur. Yine de, bunu kesinlikle kanıtlamak için çok daha geliştirilmiş deneyler gereklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder